Güzelliği ve kendine has özellikleriyle binlerce yıldır değerini kaybetmeyen gümüş, yılın her döneminde sofralara ışıltılı bir görünüm veriyor. Işığı en iyi yansıtan metal olan cilalanmış gümüş elektriğin icat edilmesinden önceki dönemlerde sofraları hem aydınlatır hem de dekoratif amaçlı kullanılırdı. Kolayca biçimlendirilebilen gümüş, dövülerek ince plaka, tel yada şerit haline getirilebilir ve istenilen forma kolayca sokulabilir. 17.yüzyılın ikinci yarısında Çin’den getirilen çay İngiltere’de öne çıkması, gümüş kasenin icadına vesile olmuştur. Gümüş, ısının ve elektriğin en iyi iletkeni ve buna ek olarak kendi kendini sterilize edebilen bir madde olduğu için yeme ve içme ile ilgili objelerde özellikle tercih edilmiştir. Bakterilerin yüzeyinde barınamaması nedeniyle gümüş, çatal bıçak takımlarının yanı sıra tıbbi aletlerin yapımında da kullanılmıştır. 18. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar varlıklı evlerin sofraları gümüş objelerle donatılıyordu. Çok dayanıklı bir metal olduğu için bunların çoğu günümüze de ulaşmıştır.