Author Archives: Başak Baysal
Mezun olduktan sonra sudan çıkmış balığa dönen Başak Baysal, soluğu burada almayı tercih eden, paylaşmayı seven yazarlarımızdandır. Aynı zamanda sitemizin editörlüğünü üstlenmiştir.
Kitapların asıl amaçlarına saygı duymakla birlikte, bizim için büyük anlam ifade eden bu minik dünyaları bir arada organize ederek güzel bir kitaplık görüntüsü oluşturmayı bir türlü başaramayız. Oysa ki dergilerde, filmlerde gördüğümüz kütüphaneler, kitaplıklar düzenli görünüyor, eve çok güzel bir hava veriyor; neden bizim kitaplarımız yan yana gelince o güzel görüntü oluşmuyor?
1. Dünya savaşından sonra Fransa’da öncelikle mimaride kendini gösteren bu akım daha sonra genel mekan kurgusuna, grafik tasarıma, modaya kadar yansımıştır.
Adını 1925 senesinde yapılan Exposition Internationale des Arts Décoratifs et Industriels Modernes (Uluslararası Modern Dekoratif ve Sınai Sanatlar) sergisinden almıştır. Eklektir bir tarzdır, geleneksel motifler ile sanayinin gücü birleşmiştir. Tamamen simetrik kurgu hakimdir. İki dünya savaşı arasında kendini göstermiş daha sonra dönem etkisini yitirmiştir.
Artık son soğuk günleri yaşıyoruz, yazın eli kulağında. Ağaçlar bile çiçek açtı ama siz şu halet-i ruhiyenizden kurtulamadınız. O zaman size bir doz PROVENCE öneriyorum.
Yaşadığımız alanların ruh halimize olan etkisini hep gözardı ediyoruz. Evinizi yaza hazırlamalısınız ki etkisi sizi de sarsın, uyandırsın. Fransa’nın güneydoğusunda yer alan ve Akdeniz’e kıyısı olan Provence bölgesinin bol güneşi, lavanta tarlaları, üzüm bağlarının etkisi altında kalmamak mümkün değil.
Çoğu objenin kafamızda bir cinsi kimliği vardır zaten; reklamların bize dayatmaları olsun, bizim kendi deneyimlerimiz olsun… Bu yüzden belki de işlevinden daha çok kadını, kadınsılığı temsil edişi ile öne çıkan bir objedir makyaj masası ya da diğer bir deyişle tuvalet masası. Günün başında ve günün sonunda mutlaka ziyaret ettiğimiz bu mobilyaya kadınlar ne zamandan beri ihtiyaç duyuyor, nasıl bu hale geldi? Çok eskilere dayanan bu nabız, şu an kullandığımız bu objelere ilham veriyor. Makyaj yapmayı ritüel haline getirip zarif ve sofistike boyutlara ulaştırıyor.
Bohem (bohemian): Yarınını düşünmeyen, özgür ruhlu ve tasasız yaşayan yaşam stili olarak tanımlanabilir. 1960-70’li yıllarda ön plana çıkan bu akımın çıkış noktasında, aslında giyim için harcayacak çok fazla parası olmayanlar, güzel görünmekten çok rahatlığına önem verenler vardır. Ayrıca bohem tarzın özü, gezgin ruhları, renkli yaşamları ve çiçekli desenleriyle çingenelere kadar dayanır. Rahat ve anı yaşamayı sevenlerin yarattığı bu tarz; farklı doku ve renklerin birlikteliğiyle oluşan enerjik ve neşeli bir hayatı simgeler.
